i
Dinmeyen Açı
21.11.1969 yılı Totaliter Jivkof yönetimince Şehit edilen oğlum NizamiAkkılıç
İçin 38 yıllık nefret ve açının yıldönümü olarak babası Niyazi Akkılıç tarafından
Yazılarak okuyuçulara ve olayı hatılayanlara hitap etmektedir.
Benim yaşadığım bu gerçek açı,Anılarımda ve hayat yaşantımda,Sizlerin kalbinde tarih boyunça var olup yaşayaçaktır.BizlerBaba ve Anne olarak bu evlat acısını içimizde sağ olup yaşadıkça Ölünçeye kadar yani mezara kadaryaşataçağız ve seveçeğiz. Yaşadığım bu evlat açısı sanki beni Şair yaptı.Oğlum Nizamiye adadığım ve yazdığım birkaç menzüm parçasından birkaç dizi aklıma geldiği gibi başlayorum.
Bir bahar gülüydün koptun ansızın.
Yüreklerde kaldı dinmeyen sızın
Dörtbuçuk yaşında ceylanımızdın.
Kader böyle imiş sende şehit oldun
Jivkof vahşetine ne gelir elden.
Düşermi hiç yavrum Gül adın Dilden.
Dedelerimizden duymuştum.Babamdan ise çok defalar dinlemiştim.Evlatlar, Anne veBabanın kanatlarıdır.Diyorlardı.Bu gerçeği baba olunça idrak ettim.Bulgaristanlıyım.Haslen Deliormanın Razgrad ilinin Podayva köyündenim.Benim iki oğlum vardı.İbrahim ve Nizami
Ben bir baba olarak,küçük oğlum Nizamiyi Totaliter Jivkof yönetimindeki zülmun pençesinde ve bu Esir ülkede ve kızıl vahşeti yaşayan BULGARİSTANDA Kaybettim ve şehit verdim.ŞİMDİ YANIMDA BİROğlum,bir Kanadımvar. İnsan oğlu tek bir kanatla uçamayorki.Haince şehit edildi.Öldürüldü.Oglumun öldürülmesi benim içimde adeta kara
Çiğer kanamasına dönüştü.Hatta dinmeyen bir yara oldu.Bu kapanmayan yara kanamasını sürdüreçek ve hemde ölene kadar bizis yani alesidir.Oğlum Nizaminin Bulgar azılı Jivkof çu DUŞMANLARINÇA NASIL ÖLDURÜLDÜĞÜNÜ, SİZLERE KISACIK HİKAYESİNİ
ANLATMAKisteyorum.Ben babası Niyazi AKkılıç askerliğim sonunda StaraZagora İlininKazanlık İlçesi Rıjena köyünde evlendim.Bu köyde yaşayorduk.Sayıça Türkler Bulgarlardan çok daha az ve oldukça ğelişmişvarlıklı bir köydü.Babası NiyaziStarazagora
İl PTT Müdürlügünde memur olarak çalışıyordu.m.Böyleçe binbir zahmetle Ekmeğimizi
Kazanıyor ve çocuklarımızın varlığına seviniyorduk.Eşim MÜESSER Tarım Koıperatifinde çalışarak bir yandanda oğlumuza güzel bir ANNELİK edyordu.Bende bir baba olarak onlara bir güzel istikbal kazandırmak amacıyla yaşayordum.Bir sabah annesi Nizamiye git oğlum Bakkaldan bir kilo TUZ AL.Dedi.ve eline birkaç leva Bulgar parası sıkıştırdı..Bende baba olarak eline Fileyi sıkıştırdım..Bir neden sonra filesindeki Tuz paketi ile eve geldi.Bakkal
Amcanın neler söyledğini,tuzu nasıl aldığını bir bir bize anlattı.Biizler seviniyor ve BABA ANNE OLARAKTAgurur duyuyorduk.Oğlumuz Nizami bize ilk defa pazarlık görmüştü.AZMI.Bu sevinçi evde bayram etmiştik.Ben oğlumu ödüllendirmek istemiştim. Sevinç ve ödül olarak ona var git biraz arkadaşlarınla ulu cevizin altında oyna sonra eve dönersin demiştim.Vakit kuşluktu.SAATLER geçti.Gün ikindi devrildi. Güneş ufkun koynuna girdi oğlum Nizami daha eve dönmemişti.Bizi bir telaştır aldı.Onu sokak sokak aradık. EV EV aradık.Su kuyularını,sulama kanallarını ve çukur yerleri aradık.Düşer kalır düşünçesinle. Hiçbir belirti ve iz nişan bulamadık.Günlerrden21.11.1969 tarihi.Delirmek işten değildi..Ve
Uykusuz geçeler biribirini kovalamaya başladı.23.11.1969 da Köy meydanından geçiyordum.
Köylümüz Stefan Dragief arkamdan seslenerek Oğlunun ölüsünü gördüm İvan Todorofun ulu cevizinin altında,koyun gübreliğine atılnış.Çan havliyle koştum.Gübrelige yarı ğömülmüş yatıyordu. Acı acı aglayışımın sesine bütün köy halkı toplanmıştı..Sanki benim acımı paylaşırcasına,bölüşmek isterçesine bir durum hasıl ediyolardı.Kederleniyorlardı.Dört yaşındaki oğlum Nizaninin ölüsü köyün küçük şehidi olarak kuçagımda idi.Boynuna baktım
Boğulmuştu.İki elin parmak izlerine kan bürünmüştüAvuçları mosmordu.Kolları,Baçakları ve
Omurga kemiği kırılmış külufak edilmişti. Oğlumun işkençe ile öldürülüp ğörüldüğü apaçıktı.Duşman canisanki Türk halkına ibret alsınlardaTürkiyeye babasına evrak ve dilekçe hazırlatmasınlar dercesine.Çünkü baba Türk milliyetçisi olduğu köyde çok iyi biliniyordu.
Kazanlık savcısı olaya el koydu..ÇOCUK OTOPSİ YAPILDI..Şehit edilen oğlumun katili şüphesiz bulgardı ortaya çıkarmadılar.Çünkü babası nasıl olsa Türkiyeye göç edeçek diyebildikleri katili bize ve köy halkına açıklamadılar. Halada açıklanmamıştır. OOOOOlayın üzerine sünger çekmişlerdir.Bulgar duşmanlıgınıda zaten afif afif biz Türkler
Farkındaydık.Lakin Bulgaristanda sosyalist rejime baş kaldırmak çok ağır suçlar teşkil ediyordu. Bu nedenlede Bulgaristan Türkleri korku ile yatıp korkum ile kalkıyorlardı. BABA HAKKINI ARAMAK İSTEGİNDE BULUNDUGUNDA HEMEN TUTUKLANDI VE 12
Yıl cezaya carptırılmasıdillere düşünçede3.7.1979 tarihinde zamanın Başbakanı Bülent Eçevit tarafından ANtalyaya gelen Todor Jivkof ile vardıkları işbirligi ve anlaşma ile AF olarak anavatan Türkiyeye gelebildim.Yaşadıgım evlat acısınamı yanayım yoksa kendi durumlarımamı yanayım.Hangisi ağır bastığını artık ayıt edemeyorum.Bençek evlat acısı daha ağır bastığı için içimizde dinmeyen bir acı olarak bizde Mezara kadar sürüp var olaçaktır..38 inçi ölüm yıldönümünde acılarımı yeniden tazelememle anı ve hatıralarımı dinmeyen gözyaşlarımın seline bırakmaktayım.Çok şükür şimdi artık Bulgaristandan ANAVATAN TÜRKİYE CUMHURİYETNE geldiğimize hak ve özğürlüğümüze kültürümüze ve Türk kültür varlığımıza kavuşturanlara. ALLAH ANAVATAN Türkiyemize zevallılık katiyen vermesin. Yeniden acı ve sızılardan kurtulduğumuza
Çok çok teşeküler NİYAZİ AKKILIÇ-İSTANBUL.birkaç dizimi yine dilimden çıktığı gibi yazıyorum.
YILLARIN YARASISIN SEN HEP KANAYAN
BarbarçaŞehitoluşun henuz tomurcukken.
Ve bilki oğlum, içimde acılarımla yaşayan.
Sen varsın tek,Her Akşam sana dökerim,
Dinmeyen sosuzkanlı gözyaşlarımı Niyazi Akkılıç.istanbul-Gaziosmanpaşa.