DELİORMANDA PODAYVA KÖYÜ  
 
  Dil Nedir? 15.05.2025 11:04 (UTC)
   
 



Dil insanlar arasında anlaşmayı sağlayan tabii bir vasıta; kendi kanunları içerisinde yaşayan ve gelişen canlı bir varlık; milleti birleştiren, koruyan ve onun ortak malı olan sosyal bir müessese; bin yıllar boyunca gelişerek meydana gelmiş bir sosyal kurum; seslerden örülmüş bir ağ; temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış bir gizli antlaşmalar sistemidir.
Dil, diğer insanlarla bütün ilişkilerimizde bize aracılık eden, sosyal bağlarımızı düzenleyen bir vasıta olarak hayatımızın her safhasında mevcuttur. Evde, okulda, sokakta, çarşıda, iş yerinde ve her yerde onunla beraber yaşıyoruz. İnsan konuştuğu dili doğduğu günden itibaren hazır bulur. Fakat dil doğuştan bilinmez. İlk aylarda ağlamalar, taklit, birtakım hareketlerle anlaşma sağlamaya çalışır. Çocuk içinde yaşadığı topluluğun dilini, anadilini uzun bir çıraklık devresi süresince öğrenir. Daha sonra kulağına gelen seslerin belli kavramlara, hareketlere, varlıklara karşılık olduğunu anlamaya başlar.
Dil insan benliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. İnsan zekasının, insanda sınırı çizilemeyen duygu ve düşünce kabiliyetinin sonuçları kendi benliğinin dışına ancak dille aktarılabilir. Bu bakımdan dil ile düşünce iç içe girmiş durumdadır. İnsan dil ile düşünür. Dilin gelişmesi düşünmeyi düşünceye, düşüncenin gelişmesi de dile bağlıdır. Çeşitli medeniyetlerin meydana getirilmesini sağlayan düşünce, gelişmesini dile borçludur. 
Dil her şeyden önce sosyal ve millî bir varlıktır. Fertlerin üstünde, bir milleti ilgilendirir. Bütün bir milletin duygu ve düşünce hazinesini teşkil eder. Bir milleti ayakta tutan, fertleri birbirine bağlayan, sosyal hayatı düzenleyen ve devam ettiren, millî şuuru besleyen bir unsur olarak dilin oynadığı rol çok büyüktür. Bağımsızlığın temeli millî şuurdur. Millî şuurun en kuvvetli kaynağı ise dildir.
Belli ses öbeklerinin insanlar arasında danışıklı bir değer kazanarak birer kavrama karşılık olmaları dilin oluşmasında esas sayılabilir. Bunun gibi onların çeşitli kullanışları da ortak değerler bağlayarak dilin kurallarını meydana getirmiş olmalıdırlar. bunlar üreyip genişlemiş ve az çok titizlikle korunarak kuşaktan kuşağa aktarılmıştır. Ses kanunlarına uyup zamanla değişmelere uğramış olmaları da tabiidir.
Dil ile düşünce organı olan insan beyni destekleşe oluşmuş olmalıdır. Öyle ki sonuçta dil düşünmenin de bir vasıtası olmuştur. Ana dilimizden cümleler kurarak düşünürüz. Bunları dile getirdiğimizde adına konuşma deriz. Dil olmasa düşünce ve duygu da gelişmezdi, insan topluluğu ilerlemez, bir medeniyet oluşturamazdı. Yine insanoğluna bahşedilen din hayatı ile sanat hayatı da dil temeli üzerine kurulmuşlardır. 
Dil konuşma aygıtının çıkardığı çok çeşitli seslerin son derecede karmaşık bir birleşiminden meydana gelir. Ancak kulağımız da bunları bütün incelikleri ile ayırabilecek yaradılıştadır. Bu sebeple biz onları çözümlemekte güçlük çekmeyiz. Konuşma organlarının belirli bir durum alarak bir an içinde çıkardıkları basit sese bir seslik, yahut sadece ses deriz: a, ü, b, t gibi. Bir soluk hamlesi içinde çıkan birkaç sesin topluluğuna da hece adını veririz: "bu, ka-pı, pen-ce-re" gibi.
Bir dilde bir anlamı olan tek veya çok heceli ses öbeklerine kelime deriz:: "kuş, görmek, umutsuz" gibi. Bir dilin bütün kelimeleri o dilin kelime dağarcığını meydana getirir. Kelimelerin bir düşünceyi bir bütün olarak anlatan düzenli topluluğuna cümle adını veririz: "Orhan okula gitmelidir." Bir maksadı anlatmak için bir sıra cümleler kullanırız. Buna da söz deriz. Sözlerle anlaşmak konuşmakla olur.
İnsanlar sözlerini uzaktakilere ulaştırmak, ya da uzun zaman saklamak ihtiyacı ile onları daha dayanıklı bir işaret sistemine çevirmeyi düşünmüşler, yazıyı icat etmişlerdir. Eski insanlar hakkında bilgilerimizi bıraktıkları yazılı belgelerden alıyoruz. Milletlerin yazıdan önceki yaşayışları hakkında pek az şeyi öğrenebildiğimiz için tarih yazıyla başlar, diyoruz.
İnsanlar her kelime için, her hece için, veya her ses için ayrı işaretler kullanan türlü yazı sistemleri yapmışlardır. Bugünkü ileri milletlerin yazılarında her işaret bir ses karşılığıdır. Buna harf deriz. Bir dilin kullandığı harflerin topluluğu o dilin alfabesi olur. Bu türlü yazıya da alfabe yazısı adını veririz. Yazılı bir sözü yeniden seslendirmeye okuma diyoruz. Sessiz okumak da olur.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  NİYAZİNİ KALEMİNDEN
Vehbi Koc`tan bir deyis:
"Evin varsa bir sıfır koymalısın varlıklar hanene,
İşin varsa bir sıfır daha koymalısın,
İş seninse üç sıfır daha koymalısın,
İşin iyi gidiyorsa üç sıfır daha,
Araban varsa bir sıfır,
Yazlığın varsa bir sıfır daha,
Daha sıralanabilir sıfırlar hanesi...
Ancak, Sağlığın varsa bir koyarsın başına,
o zaman bütün sıfırlar anlamlı bir değere ulaşır.
Yoksa sonuç sıfırdır, hiç uğraşmayasın boş yere..."
VEHBİ KOÇ






kurtla kuzu
........."kurt"un biri dereden su içerken, uzaktan "minik bir kuzu" gelmiş yanına... Tam su içmeye eğilmiş ki; kurt, "suyumu bulandırıyorsun" demiş... Minik kuzu, yumuşak bir sesle; "Ama kurt amca; sen yukarıdasın, ben aşağıdayım, suyunu nasıl bulandırabilirim ki?.." demiş... Kurt, "kuzu haklı" demiş; "Onu yemek için bir başka sebep bulmalıyım"... Derken, aklına gelmiş; "Ama geçen yıl, işte şuradaydın ve suyumu bulandırmıştın!"... Kuzu, "imkânsız" demiş; "Burada olmam imkânsız... Çünkü geçen yıl, ben henüz doğmamıştım bile!"... Kurt, "eyvah" demiş; "baltayı yine taşa vurduk... En iyisi mi, daha inandırıcı bir sebep bulayım!"... Bulmuş da... "Tamam, şimdi hatırladım" demiş; "Geçen yıl suyumu bulandıran senin annendi!.. Ha sen, ha senin annen!.. Ne farkeder ki?.. Boşuna çabalama?.. Ayağıma kadar gelmişken, hiç bırakır mıyım seni?.. Yaklaş yanıma!.. Şurada, hiç kimse yokken, bir güzel parçalayıp yiyeyim seni!"







 
VATAN SEVGİSİ
1.Vatan Millettin bütün değerleridir ve Namusudur.
2.Vatan insan olmaktır.
3.Vatan Millet Olmaktır.
4Vatan birlik beraberlik içinde kardeşçe yaşamaktır.
5.Vatan kısacası Namustur.Hiçbir an reslim edilemez.
6..Vatan için her şey yapılır. Ve Şehit verilir.
7.Vatan Millet adına verilen canlardır.
8.Vatan Albayraga sahip olmaktır.
9.Vatan Türk Milletinin sevgisidi,r.10.
10.Türk olmak vatanım Türkiye demektir.
Bulgaristan Türkleri ve Müslümanları her zaman Vatan veMillet
İçin Ayyıldızlı Bayrak için Balkan Türkleri olarakdireniş ve
Kimlikleri ve Dilleri ,Dinleri Konuştukları Türkçemiz için şehit lik
Pahına direnerek taşıdıkları Milli ruhla Şuurla kendi varlıklarını
Korumuşlardır. Tek sözleri Türk doğduk- Türk öleceğiz olmuştur.
Balkanoloji dil,tarih,kültür Başkanı Niyazi akkılıç-İstanbul

BULGARİSTANDA OSMANLIDAN GÜNÜMÜZE KADA
3399,ADET ÇEŞİTLİ KÜLTÜR SANAT MİMARİ ESERLERİ VAR OLDUGU BİLİNMEKTEDİR. BU ESERLERİN REJİM VE İKTİDARLARIN SORUMSUZLUĞUNDAN VE Türk duşmanlığından yarısı
yıkıldığı bilinmektedir.bALKAN ÜLKELERMİN TAMAMINDA 15787 ADET TÜRK ESERİNDEN KONU EDİLMEKTDİR. BİZ TÜRK MİLLETİ BUNLARA SAHİP ÇIKARAK AÇABA ENVANTERİNİ BİLİYORUZMU. NİYAZİAKKILIÇ. BALKANOLOJİ BAŞKANI
Bulgarista Türklerine kültür eğitimtarih hızmeti lazımdır.
Bizler balkan türkleri olaraktarihimizi,kültürümüzü,türk
dilieğitimini yani temiz Türkçemizi okuyup güzeleştirmek için kültür sanat mimarimizi yaşatmak için önçe araştırıp tanıtarak balkan Türk insanımıza ve yeni yetişen Neslimize çandan sevdirmeliyiz.niyazi akkılıç


DÜNYANIN BİZE SAYĞI GÖSTERMESİNİ İSTEYORSAK,ÖNÇEBİZİM KENDİ BENLİĞİMİZE VE MİLLİYRTİMİZE O SAYĞI DUYĞU,OLMAKLA FİKİR PLANINDA EYLEMLEROLAÇAK, BU EYLEMLERİMİZ VE DURUMLARIMIZDAN, DAVRANIŞLARIMIZLA GEREKENLERİ GÖSTERELİM.BİLELİMKİ ULUSAL BENLİĞİNİ BULMAYAN ULUSLAR BAŞKA ULUSLAR İÇİNBİR AVDIR-YEMDİR. M.K.ATATÜRK.


. Bulgarista Türklerine kültür eğitimtarih hızmeti lazımdır. Bizler balkan türkleri olaraktarihimizi,kültürümüzü,türk dilieğitimini yani temiz Türkçemizi okuyup güzeleştirmek için kültür sanat mimarimizi yaşatmak için önçe araştırıp tanıtarak balkan Türk insanımıza ve yeni yetişen Neslimize çandan sevdirmeliyiz.niyazi akkılıç
 
NİYAZİNİN KÜTÜPHANESİ
BİZİM DELİORMANLI NİYAZİ AKKILIÇ,IN KÜTÜPHANESİNDEKİ KİTAPLARIN SAYISI 450NİNÜZERİNDEDİR.tÜM BALKAN ÜLKELERİ,DÜNYA TÜRKLERİ,AVRASYA TÜRKLERİ,DELİORMAN-RODOPLAR GÜLVADİSİ GİBİ EDEBİYAT,KÜLTÜR,TARİH,DİL,TÜRKÇÜLÜK MİLLİYETÇİLİK V.S. GİBİ KİTAP VARDIR. SAHİBİ NİYAZİ AKKILIÇ KİTAPLARIM BENİM CANIMDAN KIYMETLİDİR DİYE CEVAP VERMEKTEDİR. NİYAZİ AKKILIÇ İSTANBUL.

DÜNYANIN BİZE SAYĞI GÖSTERMESİNİ İSTEYORSAK,ÖNÇEBİZİM KENDİ BENLİĞİMİZE VE MİLLİYRTİMİZE O SAYĞI DUYĞU,OLMAKLA FİKİR PLANINDA EYLEMLEROLAÇAK, BU EYLEMLERİMİZ VE DURUMLARIMIZDAN, DAVRANIŞLARIMIZLA GEREKENLERİ GÖSTERELİM.BİLELİMKİ ULUSAL BENLİĞİNİ BULMAYAN ULUSLAR BAŞKA ULUSLAR İÇİNBİR AVDIR-YEMDİR. M.K.emal atatürk

GÖÇMEN DİYE KÜÇÜMSENENLER,
TARİHİN YAZDIĞI SAVAŞLARDA
EN GERİYE KALANLAR.YANİ
DUŞMANLA SONUNA KADAR
DÖĞÜŞENLER.ÇEKİLEN ORDUNUN
TİÇARET HATIRASINI SAGLAMAK İÇİN
KENDİNİ FEDA EDENLER VE DUŞMAN
KARŞISINDAN KACMADAN ÇEKİLMEK
NEDİR BİLMEYENLERDİR.
MUHACIRLAR KAYBEDİLMİŞ
ÜLKELERİMİZİN MİLLİ HATIRALARIDIR.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK.
17.01.1931.TARİHİ.

Bugün 4 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol